Tartışma Ahlakına Canlı Bir Örnek
Bir arkadaşım Dostoyevski’nin bir sözünü paylaşımımdan sonra bana özeleştiride bulundu ve aşağıdaki diyalog
yaşandı, ben de izin alarak paylaştım ve bu köşe yazısı çıktı...
Faydalı olacağını düşündüğüm için yazdım...
Buyurun izleyip okuyun inşallah;
-Selef-i salihinden kelam-ı kibar tükendi galiba dükkanınızda, sayın hocam...
-Bir önceki durumu, köşe yazısını okumadığınızı görüyorum değerli abim...
-Okudum hocam. Lakin bu aralar batılı düşünürlerden
çokça paylaşım yapıyorsunuz...
Ben-i İsrail’den hikaye naklinin yapılmasının bir dönem
yasak olmasındaki Hikmet üzerinde teemmül etmekte fayda
var, kanımca...
Çevremizdekilerin zihin dünyasını sabitelerimizle pekiştirene kadar....
-Ayet ve hadis ve de sahabenin sözünün arkasından serpiştiriyoruz abi...
“Hikmet hangi kaptan çıkarsa alınız” hadisi şerifi mucibince...
-İman, ibadet, ahlak gibi dinin aslına dair Hikmet; Kur’an
Sünnet ve selefin kavlinden ibarettir...
Bunların dışında beşeri alanlarda Hikmet, hangi kaptan
zuhur etse kaba değil, Hikmete odaklanırız...
-Aynen Kardeşim,
Teşekkürler...
-Eyvallah hocam, fikir teatisi olsun diye konuyu uzattım.
Sen zaten nazarımda sırf iman ve hikmetsin...
-Tebliğ usulünü unutmayalım inşallah...
Kişilerin anlayacağı şekilde hitap etmek Resulullah (a.s)
yoludur...
Şair sahabe Hasan bin Sabit’e; “söyle de bir şiir dinleyelim” diyen, bir peygamberimiz var, elhamdülillah...
Güzel olur, fikir teatisini severim...
Seviyeli olur, kalpler üzülmez ise...
-Kur’an, Mekkelilerin düşünce dünyasına balyoz gibi
inerdi. Asla cahiliyeye müsamaha etmezdi. Bu zamanda “kellimunnase ale kaderi ugulihim”, emrinin nezaketini tam kavrayamıyorlar...
Muhatabın hissiyatını okşamak için muhtevanın içeriğinden fedakarlık etmek gibi anlıyorlar...
Halbuki muhatabın hissiyatını, muhtevayı zevkedecek
şekilde terbiye edip yüceltmek esas olmalı...
-Öyle değil, nefret ettirmeden, kolaylaştırarak ve de öncelik sırasına göre, merhale merhale ve de çağın anlayacağı
bir dille...
Yoksa, hafazanallah biz inancımızdan ve de akidemizden
utanalım diye ya da erteleyerek değil...
Ama kaba, softa, ham yobaz bir üslupta, ya da tepeden
inme bir anlayışla değil tabiki de...
Mesela, tevhidi ve imanı anlamamış birine namazdan
veya oruçtan başlamamak gibi...
Ya da bizi tanımamış, yaşantımızın adaletine şahit olmamış bir adama, ne anlatırsak anlatalım tesir etmez...
Yani demem o ki, şahsımıza güveni ve ünsiyeti oluşmamış
bir adama sözlerimizin tesiri havada kalır demek istiyorum...
Bu yazıları, senin yazdıklarınla birleştirip köşe yazısı olarak gönderiyorum izin verirsen?
-Olur, tamam, yayınlayabilirsiniz, yazdıklarımı beğenmeniz hoşuma gitti, teşekkürler...
Çağın çocuğu olmak kavramı ve mefhumu, ufkumuzu
çağın şekillendirmesi demek değildir. İçinde bulunduğumuz
vasatın, sorun ve çözümlerini önem sırasına göre farketmek
demektir.
Bu zamanın en büyük sorunu, Kur’an ve Sünnetin mefhumlarını, Selefi Salih’in gibi yalın ve safi idrak edememektir...
Zira, zihin dünyamızı besleyen çağa özgü hastalıklar ile
alil durumdayız...
Kuran ve Sünnet ve Selefin sözleri gerçek devadır. Bu devaya rağbet olmaması bizi başka ilaçlarla insanları avutmaya
sevketmemelidir...
-Bu konu biraz yanlış anlaşılıyor...
Haklısın ama usul çok önemli...
Şimdi, öncelikler çok önemli...
Havuzun içinde gömükler temizlenmezse dibe çöker,
Zamanla bir taş atılır, berrak havuz bulanır...
Gömükleri temizlemeden eklediğimiz temiz sular, kirli
sulara dönüşmesin sonra...
Metod ve usul...
Mesela, Habeş kralına yapılan sunumda, onun inancının
ilkeleri olan Hz. İsa’nın sözleriyle konuşan Cafer (r.a) önemli
bir örnektir...
-Kanaatim şu ki, batılı düşünürlerin hikmet içeriyor görünen düşüncelerinin paylaşılması, onlara değer atfetmek
gibi zararlı sonuçları oluyor. Onların kıymetsiz birçok batıllarının ehliyetsizlerce hak ve kıymetli zannedilmesi sonucunu
intaç ediyor...
Çoktandır kıymetli insanların Batılı düşünürlerden paylaşımlarına denk geliyorum, beni üzüyor. Bu hatada Yusuf
Kaplan’ın payı da büyük...
-İntaç etmez hocam, çağın tanınmış simalarının hikmetli sözlerini kabul ettiğimiz gerçeği, bize nefretle bakanların
kalplerini İslam’a karşı ısındırır...
İslam’ın ışığında bu güzel sözleri işlemek, tüm dünyadaki
güzellikleri kabul ettiğimiz gerçeğini anlamayanlara anlatır
inşallah...
Çünkü ehli sünnet adına işlenen bidatler ve hurafe dolu
inanca sahip olanların, gözükenlerin, yaşadıkları çarpık hayatlar, diğer insanların İslam’ı yanlış anlamasına sebep olmaktadır...
Onları, İslam zanneden fısk ve cehl cephesi, haklı eleştirileriyle, tevhidden ve İslam’ın özünden uzak kalmaktadır...
-Kur’an, biz ve onlar ayrımını yeterli derinlikte açıp aradaki vadiyi kampların karışmasına mani olacak seviyeye taşıyıp, iman ve küfür hizipleşmesini pekiştirince, insanlık anlamında bilahare ortak paydalara izin vermiş. Amma bu izin
İslamiyet kurum ve kavramları asıl, diğerleri bu asla tabi olmak şartıyla...
-Eyvallah hocam, hayırlı geceler...
Allah’a (cc) emanet olunuz...
Sen çok önemli bir konuyu yazdın, bende bu hakikatı
daha iyi nasıl ulaştırabiliri yazdım...
-Usul, esas ve metod yönünden benden çok önde olduğunuzu bilip kabul ederim evvel ahir...
-Bilmukabele...
Selam ve dua ile kalınız...