Dostluk Zamanı- 1
Öncelikli olarak, tüm insanlığın bela ve musibetlerden
kurtulmasını ve yaratan Allah’ımızın yüceliğini ve affediciliğini anlayarak yeni ve temiz bir yola girmesini niyaz ederek
sözlerime başlamak istiyorum...
Öncelikle, İslam dininin en önemli kavramının dostluk ve
kardeşlik olduğunu ifade etmek istiyorum...
Peygamber Aleyhisselam, bir sözünde; “Önce refik, sonra
tarik.” buyurarak dostluğun önemini bize izah ediyor...
“Önce yolda yoldaş, sonra yol.” diyor Fethi Gemuhluoğlu...
Yine Peygamberimiz a.s; “Sevdiklerinize sevginizi izhar
ediniz.” Buyurarak, bize mutluluğun ve dostluğun mahiyetini
öğretiyor...
Yunus ta bir sözünde bu konuyu veciz bir şekilde ifade
ediyor;
“Sevdiğimi söylemezsem, sevmek derdi beni boğar.”...
Aslında hepimizin çevresinde çok sevdiği dostları vardır,
ama ne yazık ki sevdiğimizi onlara ifade edemiyoruz...
Dostluğun pekişmesinin yolu, yukarıda ifade edildiği
gibi, dostlarımıza söylemektir...
Dostlarımız ve sevdiklerimiz olmasa bu dünyanın kahrı
çekilir mi?
Dünya hayatı, güzel insanlarla, iyilik ve doğruluk Sahibi
dostlarımızla bir anlam ifade ediyor...
Ebubekir efendimize Sıddık lakabını kazandıran ve
Kur’an tarafından övülen özelliği nedir dersiniz?... Tabi ki
Peygamberimiz (a.s)’a olan sevgisi ve dostluğudur...
Mekke’de, Mağarada saklandıkları anda Resulullah (a.s),
uyumuştu da, yılan onu sokmasın diye ayağının tabanıyla
yılan deliğini kapatmıştı... Ve yılan tarafından, ayağından sokulmuş ama o hala sesini çıkarmamış, peygamberimiz uyanmasın diye dişini sıkmışta sıkmış ama acıya dayanamayınca,
gözlerinden süzülen yaşlar, peygamberimizin mübarek yüzüne damlamıştı da, Resulullah (a.s) uyanıvermişti...
Dostluğun böylesi görülmüş müdür?
Bu nasıl bir sevgi? Var mı böyle fedakâr dostlarımız? Sımsıkı sarılmanın tam zamanı dostlarımıza...
Şimdilerde, musibetlerin arttığı, dostlukların sarsıldığı
günümüzde, dostlarımız için tam fedakârlık zamanı...
Sözlerime Yunus Emre’nin bir dizesiyle son veriyorum;
“Dost yüzünü göremezsem,
Bu gözlerim nemdir benim”
Selam ve dua ile kalın...