Öze Doğru - 2
İslami hareketin rahmani rolde ilerlemesi, davetçilerin
saf tevhid düşüncesini kalplerine yerleşmesiyle gerçekleşecektir.
Eğer bir İslam davetçisinin kalbinde hala cahiliyenin
izleri, düşüncesi varsa, o kişi ufak bir zorluk, bir musibet karşısında bocalamaya, sallanmaya ve boğulmaya, başlayarak
İslam yolunda sendeleyip, davet yolundan dökülenlerin listesine geçecektir.
Onun için davetçinin kendisini çok iyi hazırlaması gerekir. Her yönden (Ruhi, ilmi, bedenî, maddi) olgunlaşması gerekir. Mümin kimse İslam’ı öyle yaşayacak ki, yüzüne bakan
Allah’ı hatırlayacak, Allah rızası için yaşayacak. Yaşamının tek
gayesi bu olacak. Tüm hazırlıklarını buna göre düzenleyecek.
Allah’tan başkasından korkmayacak, Allah sevgisinin dışındaki tüm sevgileri kalbinden çıkarıp atacak, daima Allah
ile karşılaşacakmış gibi, daima cehenneme düşecekmiş gibi
düşünecek ve yaşayacağız. Bu da ihsan makamıdır. Bu makamı kazanmanın yolu; okumaktan geçer, ama ihlasla, devamlı okumaktan geçer. Mümin, ilimden uzaklaştıkça felaketler
başlar, günahları işlerken eziklik bile duymamaya başlar.
Şeytan kendi vesveselerini o zaman mümin üzerinde daha iyi
uygulamaya koyar.
Mümin okumaktan uzaklaştıkça, Allah’tan uzaklaşır, Al-
lah’tan uzaklaştıkça şeytana yaklaşır. Kalbindeki sevgi çiçekleri solar, huzur kaybolur. Yaşamın zevkini tadamaz, dünya
ona zindan olur. Zira okumak, takvayı ve ihlası, günahtan
uzaklaşmayı beraberinde getirir. “Çünkü eğer şeytanlar kalplerde dolaşmasaydı, insanlar melekler alemine yükselirdi”
buyurulmuştur. Ama okudukça kalplerde ki iman aydınlanacak, kurtlar dökülecek, kalp düzeldikten sonra aralar kendiliğinden düzelecek ve İslam kardeşliği, fedakârlık, cihad bilinci, günahtan sakınma (takva) gibi hasletler kendiliğinden
oluşacak. Binaenaleyh “Kalplerdeki kurtlar dökülse, vücut
kendiliğinden birleşecektir.”
Mümin kul, ilim öğrendikçe aşkı artacak, Rabbine daha
çok bağlanacaktır. Cesur olacaktır. İslam’ı hâkim kılmada Allah’tan başkasına boyun eğmeden ilerleyecektir. Zira biz cesaretimizi İslam’dan ve Resul’den alıyoruz. Çünkü Resul, çok
cesurdu, güreşte en yiğit kafiri yıktığı gibi, savaşta da en ön
safta yer alıyordu. Bizde ona uyarak öğrenip imanımızı pekiştirerek tüm zorlukları azmimizle, cesaretimizle ve takvamızla
yeneceğiz inşallah.
Allah yolunda çalışanlar, muhakkak eza ve cefalara maruz
kalacaklardır. İşte bu anda tek dayanacağımız, Allah’tır. Peygamberimizin mağarada arkadaşı Ebubekir’e buyurduğu gibi;
“Korkma, Allah bizimle beraberdir” Dünya hayatı bizim için imtihan olduğuna göre, bütün davranışlarımızı, imtihanı başarabilmek ve kazanabilmek uğruna plan ve programa sokmalıyız.
Aciz insanlar, devamlı güçlü ve kuvvetli olanların yanlarında yer alırlar. Biz Rabbimizin yanındayız. Onun için güçlü
ve kuvvetliyiz. Biz hem bu dünyada hem de ahirette kazanacağımıza inanıyoruz, ümit ediyoruz.
Allah’a hakkıyla kulluk yaptığımızda, bütün beşeriyet bizim
idaremize, adaletimize inanacak ve kabul edecektir. (İnşallah)
“Onu tanıtan ve itaat eden zindanda da olsa bahtiyardır.
Onu unutan saraylarda da olsa, zindandadır. Bedbahttır..