telefon Mehmet Akpınar Kişisel Web Sayfasına Hoşgeldiniz

facebook 87390twitter

Öze Doğru - 1

Yazıma başlamadan önce Allah’a hamt, Resul’üne selam
ederim

O Allah ki kendi yolunda çalışıp, cihad edenlere yardım
eden, tâğut yolunda çalışıp küfredenlere, yeryüzünde Allah’ın
hakimiyet hakkını gasp ederek, inananlara Allah’ın arzında
yaşamak hakkı tanımayanlara, haddini bildiren, Kahhar sıfatıyla kahredendir.
O Resul ki Allah’ın yardımıyla az bir toplulukla küfre
meydan okuyan, kınanmadan ve tehditlerden çekinmeden,
kafaları patlatırcasına hakkı tebliğ eden, güneş misali elindeki Kuran’la cahiliyeyi aydınlatan, inananları onun sayesinde
küfrün karanlığından İslam’ın adaletine ve aydınlığına çıkaran, hakikat güneşidir.
Biz Müslüman olmakla ne kadar Allah’a hamt etsek azdır.
Resule ümmet olmakla çok bahtiyarız. Çünkü Hz. Muhammed
(sav) bize hem dünyada mutluluğa hem de ahirette kurtuluşa sevk eden bir muştuyu sunmuşlardır. Kim ki Allah yolunda hakkıyla yürür ve onun biricik Resul’üne her konuda tabi
olursa, Allah onların dostu olacak ve dünyadaki tüm güçlere
karşı (sayılarına, silahlarına rağmen) muzaffer kılacaktır.
Zira Resulullah buyuruyor: “Ben iki şeyi size emanet ediyorum. Eğer onlara sımsıkı (ama sımsıkı) sarılırsanız delalete

(sapıklığa), fırkalaşmaya düşmezsiniz. Onlar; Allah’ın Kitabı
hayat nizamımız Kur’an ve yegâne kılavuzumuz Hz. Muhammed (as)’ın sünnetidir.”
Geçmişteki müminlerin zafere ermesindeki ve zilletten
kurtulmasındaki biricik hikmet: Onların Kuran’a ve Sünnet’e
sımsıkı bağlanması ve izzeti Allah’ın nizamında aramalarındandır.
Fakat bugün inandıklarını iddia edenler ve Kuran’dan
habersiz olanlar, küfre uymakta onların geçici güçlerinden
korkmakta ve İslam’ı da yaşamayı ertelemektedirler. İslam
nizamı bizi kurtarmaya ve üstün kılmaya yettiği halde, zavallılar diğer nizamlara tabi olarak veya Allah’tan korkmadan
İslam’ı bir oyuncak gibi adeta orasından burasından tavizler
vererek, (sanki bu nizam küçük ve zayıfmış gibi) İslam’ı hâkim kılmaya çalıştıklarını iddia ediyorlar.
Halbuki Resul ve onun emsalsiz ashabı, cemaatı, İslam’ı
hakkıyla yaşadıkları için ve bu davada fedakârlık yaptıkları
için zafere ve yüceliğe ermişlerdi. Her ne kadar çağ değişmiş olsa- da cahiliye aynı cahiliyedir. Ve Resul’ün gönderiliş
sebebi de cahiliyeye karşı koyma ve İslami yaşama usulünü
ümmetine öğretmek içindir. Aynen ashap gibi yaşanmadığı ve
davranılmadığı sürece, İslam hâkim olamaz ve müminlerin
heybeti de küfür karşısında yok olur.
İslam’ın hâkim olması için bizim güvencemiz; demokrasi, küfrün bizi sevmesi ve takdir etmesi değildir. Ancak güvencemiz İslam’dır. Bu gaye dışında hareket ederek İslam’ın
hâkim olacağına inananlar aldanmışlardır ve ne kadar diğer
metotlara uyarak hareket ederlerse etsinler, yerlerinde sayacaklar, küfrün kanunları hüküm sürmeye devam edecek,
kazandıkları tek şey, belki de Allah’ın azabı ve vereceği zillet
hayatı olacaktır. Bu zilletin sebebi de kurtuluş olarak başka
reçeteler aradıklarından dolayıdır. Halbuki tek kurtuluş reçetesi, İslam’ın hareket metodudur.

Ancak şu uyanma çağında müminler, hayat nizamı İslam’a
sımsıkı sarılırlarsa, Allah onların yürüyen ayağı, konuşan dili
olacaktır. O zaman müminler vahşetten ulviyete, zulümden
adalete, ancak tüm cahiliye kirlerinden silkinip, harfiyen, topluca Allah’a itaat ettikleri takdirde kavuşacaklardır

Paylaş Facebook Twitter E-Mail Whatsapp