Vuslat
Necip Fazıl Kısakürek üstadımız nakşetmiş; “Elalem uğraşıyor, fethetmeye Merih’i, biz ise cebimizde kaybettik güneş
dolu tarihi” Ben de dalmışım uzaklara...
Hey koca Osmanlı; Avrupa’ya temizliği, üretmeyi, bilim
ve teknolojiyi öğreten Osmanlı...
Sen gittin gideli öksüz kaldı Filistin... Yetim kaldı Kudüs...
Sen gittin ve İbni Sina’mızı kaybettik; tıp ilmiyle beraber... Sen
gittin ve biz Mimar Sinan’ı kaybettik; mimari sanatıyla beraber...
Ve sen gittin ey Osmanlı; Huzeyfe hala dönmedi yüzünü...
Ve sen Osmanlı; geri gel artık... İhtişamınla gel; yüzleri gülsün mazlumların... Mimarinle gel; gözümüze aydınlık gelsin...
Sevginle, saygınla gel ki; Bizans sana hayran kalsın... Ve Bizans “İstanbul’da Bizans külahı görmektense, Osmanlı sarığı
görmeyi tercih ederiz” desin...
* * *
Gel ki; Kervansaraylarında karnını doyursun misafirler...
Gel ki; göç mevsimi geldiğinde, göçmen kuşlar konaklasın
yurdunda... Gel ki; Her derdine derman olsun, insanlığın sağlığına Akşemsettin... Gel ki; seher vaktindeki dualarımız geri
gelsin... Gel ki; ben siftah yaptım, komşum siftah yapmadı; on-
dan alışveriş yapın diyen esnafların çoğalsın... Gel ki; yürekleri soğutan ayran sunsun annelerimiz; Anadolu yiğitlerine...
Gel ki; Vatan için süt satan sütçü imam süt sunsun, üşüyen yürekler ısınsın; Kurşun sıksın; bacımın örtüsüne uzanan
namahrem eline...
Bosna’ya gittiğimde, rehber tarihten bir kesit sundu; Yugoslavya kralı uyuz olur... Çaresini bulamazlar. Osmanlı hekimlerine danışırlar; uyuzun ilacı, temizliktir, banyodur cevabını alırlar... Gurur yaparlar ve bu bilgiyi uygulamazlar...
Sonrasında kral nehirden atıyla geçerken, atını ürkütürler ve kral suyun içine düşer; Böylece kral iyileşir...
* * *
O zamanki Hristiyanlık inancında; çocukken vaftiz suyuna batırılan insan, ömür boyu banyo yapamaz inancı hakimdir...
Kral kanun çıkartır; yılda bir defa banyo yapmak serbesttir ama bir şartla; banyo bir fıçının içinde yapılacak ve asla
suyun bir damlası bile heba edilmeyecek, banyo yapılan bu
kutsal su içilecek!!! Evet Avrupa’ya fenni, ilmi ve bilimi öğreten biz olduk... Şimdiler de ne oldu da biz Avrupa’yı örnek
almaya başladık... Şimdilerde;
İzzet onlarda; İslam ülkelerinden göç var Avrupa’ya, fabrikalarında çalışmak İçin... Zenginlik onlarda; Antalya’da otellerimiz Avrupalı dolu; para var, huzur var; tatil yapıyorlar...
Temizlik onlarda; Yollar, parklar tertemiz... Sağlık onlarda;
İspanya’da kadınlarda yaşam süresi; 86, erkeklerde; 80... Gel
artık ey Osmanlı ve Huzeyfe dönsün yüzünü bize...
Gel artık ey Osmanlı ve bir mektubunla Fransa’daki piyes (Peygamberimizi hafife alan) yasaklansın... Uzaklara dalmamızın sebebi budur... Düşünceli oluşumuzun sebebi budur...
Dünyaya dair değil yani hüznümüz ve kaygılarımız...
Selam ve dua ile kalın...