İstikrar ve İstikbal

Milletlerin devamlılığı ve istikrarı için iki şey çok önemlidir;

1- Allah’a imanın ve güvenin sağlamlılığı.
2- Halka güvenin ve halkla iletişimin kuvvetli oluşu.
Eğer yöneticiler saltanatlarını ve menfaatlerini ön plana
alırlarsa;
Halkın samimiyetine rağmen halkı dikkate almamaya
başlarlarsa;
Alimlerin, bilginlerin ve akıl sahiplerinin uyarılarını kulak ardı ederlerse;
Sığındıkları veya medet bekledikleri sistemler ya da devletçikler onları kurtaramayacaklardır...
Tarih buna daima şahit olmuştur...
İnancı sağlam ve de halkıyla barışık ülkelerin hâkimiyeti
daima süregelmiştir...
Kendi sultasını ön plana alan, halkı önemsemez hale gelen, iştişareyi unutup düşmanlarla yapılan anlaşmaları ve
diyalogları marifet bilen yönetimler de, zamanla yok olmaya
mahkûmdurlar...
Bütün yapılan iç ve dış saldırılara rağmen bir millet ayakta kalmaya devam ediyorsa; hala bu milletin içindeki iman
dolu yüreklerin ve samimi neferlerin varlığı sebebiyledir...
196 Mehmet Akpınar
Biz bunu 15 Temmuzda da gördük;
Bu millet, yüreğindeki imanıyla tankların altına yatmıştır...
Bu millet, yüreğindeki imanıyla köprüde hainlere geçit
vermemiştir...
Kimse bu başarıların müsebbibi kendisi sanmasın...
Kurtuluşumuz; Bu milletin lideri olan sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın aynen bu millet gibi inanmasından ve davranmasından kaynaklanmıştır...
Bu devlet; milletiyle bir ve beraber olduğu zamanlar da
daima Zafer kazanmıştır...
Bu sebeple günümüz yöneticilerine ve kurumlarına bir
tavsiyemiz var;
- Lütfen bulunduğunuz makamların sahibinin “millet” olduğunu asla unutmayın...
- Lütfen bu millete asla tepeden bakmayın...
- Lütfen Allah’a tam bağlanın ve asla düşmanlarımıza
benzemeyin...
- Lütfen dünyanın şatafatına aldanmayın...
- Lütfen makam uğruna sırtınızı Allah’a ve milletinize
dönmeyin...
- Lütfen daima tetikte olunuz ve düşmanlarımızın oyunlarına gelmeyiniz ve de bu milletin kazanımlarını düşmana
bir tepside sunmayınız...
Biliniz ki siz dosdoğru kaldığınız müddetçe bu millet sizi
sevmeye, Allah’ın emirleri uğrunda ve ülkesi uğrunda şehadet şerbetini içmeye daima hazırdır...
Aslolan Allah’a olan güveniniz ve bağlılığınızdır,
Aslolan bu millet ile olan bağınızdır; Aksine
Diğer bütün bağlar geçici ve aldatıcıdır...
İspanya da 800 yıllık İslam’ın son kalesi; Endülüs’ün son
kralı küçük Ebu Abdullah ülkeyi İspanyollara satıp, aldığı altınlarla Fas’a kaçarken duraladı ve şöyle bir ülkesi Endülüs’e
Gecenin Kalbi 197
baktı; Gırnata yanıyordu, tecavüzler başlamıştı, engizisyon
mahkemelerinde; Giyotinlerde gençler, kütükte doğranan etler gibi doğranıyordu;
Tepede oturup, zilletine ağlamaya başlamıştı, hüngür
hüngür.... Küçük lakabı, zillet içinde İspanyollara boyun eğdiği için düşmanları tarafından konulmuştu; küçük Ebu Abdullah; 800 yıllık vatanını satan son kral...
Evet ağlıyordu son kral...
Annesi Aişe Sultan ve eşi Meryem Sultan acımakla bakıyorlardı krala...
Ve Aişe sultan “Ağla oğlum ağla... Erkekler gibi savaşmasını ve ölmesini bilmeyenlere, sadece ağlamak yakışır...”
Evet şimdilerde İspanyada bu tepeye, Ağlama Yeri adını
vermişler... Turistlerin ziyaret ettiği ve kralın ağladığı tepe...
Evet tarihin hiçbir sahnesinde Hristiyanlar hiçbir anlaşmaya bağlı kalmamışlardır...
Şimdilerde olduğu gibi...
Bakıyorsunuz bir gün bile geçmeden kendi yaptıkları anlaşmayı kendileri bozuyorlar...
Sadece Allah’a ve kendi milletimize güvenelim...
Kendi içimizde ihtilaflı olduğumuz tüm ayrılıklarımızı
göz ardı ederek, birbirimize sımsıkı sarılalım...
Birlik ve beraberliğimizi kimseye bozdurmayalım...
Bugünler zor zamanlar...
Ülkemizin ve zenginliğimizin kıymetini bilelim...
Birbirimizi her zamankinden daha çok sevelim...
Affedici ve kucaklayıcı olalım...
Asla şeytan ve dostlarına fırsat vermeyelim...
Allah’a emanet olunuz..

Paylaş Facebook Twitter E-Mail Whatsapp